Bu yazı 16 Haziran 2013 tarihinde Nishtime'da yayınlanmıştır.
http://www.nishtime.com/kose-yazisi/1503/basbakana-sesleniyorum.html
Bu kadar egoyu nerede ve ne zaman büyüttünüz?
Size İmam Hatip'te okurken gurur ve kibirin en büyük günahlardan biri olduğunu öğretmediler mi?
Yoksa para pul; şan şöhrete ulaştıkça Kuran'ın öğretilerini unuttunuz, dini eğitiminiz sadece meydanlarda propaganda yapmak için kullandığınız bir detay olarak mı kaldı?
Müslümanlığı bize öğretmeyi ve Türk gençlerini Kuran'ın yol gösterdiği şekilde yaşatmayı hedefliyorsanız size öncelikle Peygamber efendimizin güzel huylarını örnek alarak iyi bir rol model olmanızı, insanlara, kalplerini aleve verecek şekilde değil, sevgi ve şevkatle dolduracak iyi kelimelerle hitap etmenizi tavsiye ederim.
Dünyanın bütün dinlerinde yalan ve iftiranın en büyük günahlar listesine girdiğini bilmez misiniz?
Allah’ın evi herkese açıktır. Sokaklarda yarattığınız zülum ve şiddetten kaçarak yaralarını sarmak için camiye sığınan veya orada başka yaralılara yardım etmek için revir kuran insanlara, tüm aksi delillere rağmen "camide içki içtiler, seks yaptılar" diye iftira etmeye utanmıyor musunuz? Bu mudur sizin Allah korkunuz, dininiz imanınız?
Bu dünyadaki hayatınız bitecek, her canlı ölümü tadacak, bu şan şöhret saltanat sona erecek ama siz bunun hesabını öbür dünyada nasıl vereceksiniz?
Meydanlarda halkı Kuran, din, camide seks, içki söylemleri ile galeyana getirmeye çalışıyorsunuz da kandil gecesi Taksim’de Kuran okutulduğunu ve bir grup Müslüman orada Cuma namazı kılarken diğer insanların etraflarında onlara bir koruma çemberi kurduğunu niye anlatmıyor sunuz?
Dinsizlikle suçladığınız Atatürk’ün 1925 senesinde Kuran'ı tercüme ettirdiğini bilmiyor musunuz?
Din iman sizin bize öğreteceğiniz birşey değildir.
Siz ne Allah ne de peygambersiniz. Allah ile kulun arasına girilmez.
Bizlerin dinimizin kurallarını öğrenmek veya Allah ile irtibat kurmak için size ve başka aracılara ihtiyacımız yok. Arapça bilmesek de yeni Türkçe Kuranlarımızı açar, dinimizin gereklerini oradan öğrenir, ruhlarımızı eğitiriz.
Şimdi devlet adamı kimliğinize sesleniyorum:
Şiddetin şiddeti doğurduğunu görmüyor musunuz? Bizleri bir iç savaşa sokmaya mı çalışıyorsunuz?
Parti temsiciliklerine ve belediyelere yollattığınız emirlerle o insanları mitinglere getirtince ne olacağını zannediyorsunuz?
Eve gelirken aslında o gece çoluk çocuğuyla yemeğini yiyip yatmayı veya huzur içinde dinlenmeyi düşünen insanlar her konuşmanızdan sonra içindeki isyanı bastıramayıp sokaklara dökülüyor.
Şimdi eline bayrağını alıp sokağa çıkan o insanlar, mitinglere bakıp, "Aaa bak Erdoğan’ın ne çok seveni varmış meğer. Hay Allah demek ki çok doğru bir adam. Tüm o galiz lafları yiyelim yutalım. Sevelim bari bu adamı" mı diyecek?
Mitinglerle kendi egonuzu şişirip, karizmanızı tamir etmeye çalışabilirsiniz ama bizde değişen birşey yok, bunu böyle bilesiniz.
Faiz lobisi diye tutturmuşsunuz.
Onlar mı dedi size herkese hakaret et, insanları aşağıla, ortam biraz durulur gibi olurken gene bir konuşma yap, gerdikçe ger ki, insanlar bir gece otursa ertesi gece yine sokaklara dökülsün diye? Adama, "Siz de mi o lobiyle ortaksınız?" diye sorarlar.
Dış güçler diyorsunuz?
Onlar mı dedi size inançlarının ve tarihte gözüne batanların sembolü olarak git Taksim’e kışla yap? O da yetmedi ön görüm kışla, iç dizayn AVM inşaat et ve "Ağacımı kestirmem" diyen insanlara "Çapulcular" diye veryansın edip 1 metreden daya gazı diye?
İllegal örgütler diyorsunuz?
Ülkedeki insanlara demokrasinin sadece sandıktan ibaret olduğunu iddia eder, her türlü demokratik haklarını kısıtlar, polise elindeki bisküvileri ikram eden çocukların suratlarına ortada hiçbir şiddet olayı yokken gazı dayarsanız, ortaya çıkacak kaotik ortamlarda yerli yabancı her türlü örgütün iş başına geçeceğini bilmiyor musunuz? Bunu da mı biz öğreteceğiz size?
Halkı yani bizleri, bu örgütlerden ve bu ajanlardan, sizin tabirinizle provakatörlerden böyle mi koruyacaksınız?
Halka hakaret ederek, "Taraftarlarımı üzerinize salarım" diyerek, bankaları, medyayı, holdingleri tehdit ederek, ortalığı yangın yerine çevirerek, ben - ben - ben - ben - ben diyerek mi bizleri dış ve iç tehditlerden koruyacaksınız?
Bizim zamanımızda dikilen ağaçlar diyerek sayılar veriyorsunuz. Dikilenleri öğrendik. Şimdi sizden bir vatandaş olarak talan edilen ağaçların, orman arazilerinin ve imara açarak daha da talan etmeyi planladığınız milli parkların hesabını istiyorum.
Çok uzağa gitmeye gerek yok. İstanbul Boğazı'nı bir tekneye binip her sene bir kere denizden boya boya geçseniz zaten bir önceki yıla göre farkı görürsünüz.
Her 5 yılda bir denizden o kıyıların fotoğrafını çekip, kaybedilen yeşil alanlara baksaydınız şimdi o diktiğiniz ağaçlardan söz etmeye utanırdınız.
"Bu ülkede mezhep farklılıklarından ve etnik farklılıklardan nemalanmak isteyenler var" diyorsunuz.
Peki siz bir başbakan olarak, Reyhanlı’da ölenler hakkında Sünni diye özellikle mezheplerine vurgu yaparak konuşmaya utanmıyor musunuz? Alevi olsalar veya Müslüman olmasalar vurun abalıya mı diyecektik?
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu insanları meydana dökmekle suçluyorsunuz. Kılıçdaroğlu’nun böyle bir gücü olsaydı bunu daha önce yapardı.
Dilin kemiği olsaydı derler ya...
Sizin dilinizin islaha ihtiyacı var.
Unutmayın bu halkı bu şekilde isyana, ancak siz sürüklersiniz ve şu günlerde sizin bu ülkeye yaptığınız kötülüğü bilin ki kimse sizin kadar mükemmel yapamaz.
Ne dış mihraklar, ne faiz lobisi, ne de provakatörler... Hiç birisi asla elinize su dökemez bu konuda.
Merak ediyorum.
Etrafınızdaki şakşakçı danışmanlar mı geri zekalı yoksa onlara hiç söz hakkı vermediğiniz için mi toplumun nabzını tutamıyor ve olayları doğru okuyamıyorsunuz?
Ve ben başbakan olsam o çapulcu dediğiniz gençliği hiç ama hiç küçümsemem, aksine acilen kendime o genç beyinlerden bir danışmanlar ordusu kurarım.
"Ülkenin yüzde 50'si bana oy verdi" diye övünürken, o çapulcu gençliğin nüfusunun da bu ülkenin yüzde 50"si olduğunu unutmamanızı tavsiye ederim.
Size gidip ıssız bir ormanda biraz çimenlere yatıp ağaçlara bakarak vücudunuzdaki ve beyninizdeki şu elektriği biran önce boşaltmanızı tavsiye ederim.
Yoksa kısa kontak yapıp hem kendinizi hem de tüm ülkeyi yakacaksınız.
Öfkeyle kalkan zararla oturur derler.
Kendinize ve partinize ne ettiğiniz sizin suçunuz olur da, halkın yani bizlerin suçu ne?
http://www.nishtime.com/kose-yazisi/1503/basbakana-sesleniyorum.html
BAŞBAKAN'A SESLENİYORUM |
||
16 Haziran 2013, Pazar 17:50:10 | ||
Selin Melek AKTAN Siz de mi faiz lobisiyle ortaksınız? |
Size İmam Hatip'te okurken gurur ve kibirin en büyük günahlardan biri olduğunu öğretmediler mi?
Yoksa para pul; şan şöhrete ulaştıkça Kuran'ın öğretilerini unuttunuz, dini eğitiminiz sadece meydanlarda propaganda yapmak için kullandığınız bir detay olarak mı kaldı?
Müslümanlığı bize öğretmeyi ve Türk gençlerini Kuran'ın yol gösterdiği şekilde yaşatmayı hedefliyorsanız size öncelikle Peygamber efendimizin güzel huylarını örnek alarak iyi bir rol model olmanızı, insanlara, kalplerini aleve verecek şekilde değil, sevgi ve şevkatle dolduracak iyi kelimelerle hitap etmenizi tavsiye ederim.
Dünyanın bütün dinlerinde yalan ve iftiranın en büyük günahlar listesine girdiğini bilmez misiniz?
Allah’ın evi herkese açıktır. Sokaklarda yarattığınız zülum ve şiddetten kaçarak yaralarını sarmak için camiye sığınan veya orada başka yaralılara yardım etmek için revir kuran insanlara, tüm aksi delillere rağmen "camide içki içtiler, seks yaptılar" diye iftira etmeye utanmıyor musunuz? Bu mudur sizin Allah korkunuz, dininiz imanınız?
Bu dünyadaki hayatınız bitecek, her canlı ölümü tadacak, bu şan şöhret saltanat sona erecek ama siz bunun hesabını öbür dünyada nasıl vereceksiniz?
Meydanlarda halkı Kuran, din, camide seks, içki söylemleri ile galeyana getirmeye çalışıyorsunuz da kandil gecesi Taksim’de Kuran okutulduğunu ve bir grup Müslüman orada Cuma namazı kılarken diğer insanların etraflarında onlara bir koruma çemberi kurduğunu niye anlatmıyor sunuz?
Dinsizlikle suçladığınız Atatürk’ün 1925 senesinde Kuran'ı tercüme ettirdiğini bilmiyor musunuz?
Din iman sizin bize öğreteceğiniz birşey değildir.
Siz ne Allah ne de peygambersiniz. Allah ile kulun arasına girilmez.
Bizlerin dinimizin kurallarını öğrenmek veya Allah ile irtibat kurmak için size ve başka aracılara ihtiyacımız yok. Arapça bilmesek de yeni Türkçe Kuranlarımızı açar, dinimizin gereklerini oradan öğrenir, ruhlarımızı eğitiriz.
Şimdi devlet adamı kimliğinize sesleniyorum:
Şiddetin şiddeti doğurduğunu görmüyor musunuz? Bizleri bir iç savaşa sokmaya mı çalışıyorsunuz?
Parti temsiciliklerine ve belediyelere yollattığınız emirlerle o insanları mitinglere getirtince ne olacağını zannediyorsunuz?
Eve gelirken aslında o gece çoluk çocuğuyla yemeğini yiyip yatmayı veya huzur içinde dinlenmeyi düşünen insanlar her konuşmanızdan sonra içindeki isyanı bastıramayıp sokaklara dökülüyor.
Şimdi eline bayrağını alıp sokağa çıkan o insanlar, mitinglere bakıp, "Aaa bak Erdoğan’ın ne çok seveni varmış meğer. Hay Allah demek ki çok doğru bir adam. Tüm o galiz lafları yiyelim yutalım. Sevelim bari bu adamı" mı diyecek?
Mitinglerle kendi egonuzu şişirip, karizmanızı tamir etmeye çalışabilirsiniz ama bizde değişen birşey yok, bunu böyle bilesiniz.
Faiz lobisi diye tutturmuşsunuz.
Onlar mı dedi size herkese hakaret et, insanları aşağıla, ortam biraz durulur gibi olurken gene bir konuşma yap, gerdikçe ger ki, insanlar bir gece otursa ertesi gece yine sokaklara dökülsün diye? Adama, "Siz de mi o lobiyle ortaksınız?" diye sorarlar.
Dış güçler diyorsunuz?
Onlar mı dedi size inançlarının ve tarihte gözüne batanların sembolü olarak git Taksim’e kışla yap? O da yetmedi ön görüm kışla, iç dizayn AVM inşaat et ve "Ağacımı kestirmem" diyen insanlara "Çapulcular" diye veryansın edip 1 metreden daya gazı diye?
İllegal örgütler diyorsunuz?
Ülkedeki insanlara demokrasinin sadece sandıktan ibaret olduğunu iddia eder, her türlü demokratik haklarını kısıtlar, polise elindeki bisküvileri ikram eden çocukların suratlarına ortada hiçbir şiddet olayı yokken gazı dayarsanız, ortaya çıkacak kaotik ortamlarda yerli yabancı her türlü örgütün iş başına geçeceğini bilmiyor musunuz? Bunu da mı biz öğreteceğiz size?
Halkı yani bizleri, bu örgütlerden ve bu ajanlardan, sizin tabirinizle provakatörlerden böyle mi koruyacaksınız?
Halka hakaret ederek, "Taraftarlarımı üzerinize salarım" diyerek, bankaları, medyayı, holdingleri tehdit ederek, ortalığı yangın yerine çevirerek, ben - ben - ben - ben - ben diyerek mi bizleri dış ve iç tehditlerden koruyacaksınız?
Bizim zamanımızda dikilen ağaçlar diyerek sayılar veriyorsunuz. Dikilenleri öğrendik. Şimdi sizden bir vatandaş olarak talan edilen ağaçların, orman arazilerinin ve imara açarak daha da talan etmeyi planladığınız milli parkların hesabını istiyorum.
Çok uzağa gitmeye gerek yok. İstanbul Boğazı'nı bir tekneye binip her sene bir kere denizden boya boya geçseniz zaten bir önceki yıla göre farkı görürsünüz.
Her 5 yılda bir denizden o kıyıların fotoğrafını çekip, kaybedilen yeşil alanlara baksaydınız şimdi o diktiğiniz ağaçlardan söz etmeye utanırdınız.
"Bu ülkede mezhep farklılıklarından ve etnik farklılıklardan nemalanmak isteyenler var" diyorsunuz.
Peki siz bir başbakan olarak, Reyhanlı’da ölenler hakkında Sünni diye özellikle mezheplerine vurgu yaparak konuşmaya utanmıyor musunuz? Alevi olsalar veya Müslüman olmasalar vurun abalıya mı diyecektik?
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu insanları meydana dökmekle suçluyorsunuz. Kılıçdaroğlu’nun böyle bir gücü olsaydı bunu daha önce yapardı.
Dilin kemiği olsaydı derler ya...
Sizin dilinizin islaha ihtiyacı var.
Unutmayın bu halkı bu şekilde isyana, ancak siz sürüklersiniz ve şu günlerde sizin bu ülkeye yaptığınız kötülüğü bilin ki kimse sizin kadar mükemmel yapamaz.
Ne dış mihraklar, ne faiz lobisi, ne de provakatörler... Hiç birisi asla elinize su dökemez bu konuda.
Merak ediyorum.
Etrafınızdaki şakşakçı danışmanlar mı geri zekalı yoksa onlara hiç söz hakkı vermediğiniz için mi toplumun nabzını tutamıyor ve olayları doğru okuyamıyorsunuz?
Ve ben başbakan olsam o çapulcu dediğiniz gençliği hiç ama hiç küçümsemem, aksine acilen kendime o genç beyinlerden bir danışmanlar ordusu kurarım.
"Ülkenin yüzde 50'si bana oy verdi" diye övünürken, o çapulcu gençliğin nüfusunun da bu ülkenin yüzde 50"si olduğunu unutmamanızı tavsiye ederim.
Size gidip ıssız bir ormanda biraz çimenlere yatıp ağaçlara bakarak vücudunuzdaki ve beyninizdeki şu elektriği biran önce boşaltmanızı tavsiye ederim.
Yoksa kısa kontak yapıp hem kendinizi hem de tüm ülkeyi yakacaksınız.
Öfkeyle kalkan zararla oturur derler.
Kendinize ve partinize ne ettiğiniz sizin suçunuz olur da, halkın yani bizlerin suçu ne?