10 Ocak 2010 Pazar

BEKLENEN TARİH 2010



Nihayet beklenen 2010 yılı geldi..Hani artık projelerdeki abuklukları duya duya neredeyse tüm heyecanımızı kaybettiğimiz İstanbul’un Avrupa’nın kültür başkenti olacağı o meşhur tarih geldi çattı.
Siz kültür başkenti olma yolunda kayda değer bir çalışma ,eskiye göre fark yaratan bir etkinlik
görüyor musunuz?

Vallahi ben göremiyorum. Dilerim yanılıyorumdur.Bu konuda haksız çıkmayı,haklı çıkmaya tercih ederim.Ülkeme değer katacak güzel bir şeyler yapılsın da,varsın ben haksız çıkayım.
Bir gün şu projeleri değerlendiren kişilerin çıkıp,şeffaf bir şekilde şu proje,şuna verildi,bu paraya falan diye yüreklice açıklamalar yapmasını bekliyorum.
Ne olup ne bittiğini ne zaman göreceğiz?
2010 geldi çattı zaten.Ellerinde ne varsa anlatsalar da biz de tüm paralar nasıl harika(!) yerlere harcandı bir öğrensek..
Her şeyi olduğu gibi bunu da harcadık.
Bir Şehrin ilk giriş kapısı neresidir yabancılar için?Tabi ki havaalanları değil mi?
Benim ömrümün %25 i seyahat etmekle geçti.Şanslıymışım ki dünyanın dörtte üçünü görme şansım oldu.Bu bana ne kazandırdı dersiniz?Öncelikle pratik bir bakış açısı ve vizyon..
Gittiğim hiçbir ülke benim ülkemden daha güzel değildi.
Ama kuşkusuz hepsi de ellerinde bir tek kozları bile olsa,bunu sonuna kadar kullanma becerisini bizden daha iyi gösteriyorlardı.
2010 projeleri konuşulmaya başladığından beri dilimde tüy bitti.
Havaalanına niye bir modern sanatlar müzesi yapmıyorsunuz diye..?
2007 yılında Peru’ ya gitmek için yolum Amsterdam ‘dan geçti.
Alanda transfer için bekleyeceğimiz 3 saatlik süreyi nasıl değerlendireceğimi düşünürken ,
KLM in uçaktaki dergisine baktığımda havaalanında bir resim müzesi olduğunu gördüm..Tabi müze deyince kimsenin aklına Topkapı müzesi gibi bir yer gelmesin.Evinizin oturma odası gibi bir şey.Ama zaten Amsterdam da Nişantaşı kadar bir şehir.Dolayısı ile oturma odası kadar müze onlara uyar.
Zaten beni etkileyen orada bir sanat müzesi olması fikriydi.
İstanbul’a Atatürk hava alanından giren bir yolcunun ilk gördüğü şey,niye Türk sanatçıların eserlerinden oluşan bir sergi olmasın?
Loungelardan pasaport kontrol noktasına varıncaya kadar olan koridorlarda yüzlerce metre boş duvar var.
Ortalarda da büyük boyutlu heykeller,gerekirse cam fanusların içinde sanat yapıtları olsa çok etkileyici olmaz mı?
Hatta ben işi daha da büyütür, o eserlerin küçük ebat baskılarını veya posterlerini free shoplarda sattırırdım.
Viyana hava alanını gördünüz mü?
Klimt’e ait ne varsa bardakların,çanakların,kutuların üzerine basılı olarak hediyelik eşya reyonlarında satılır.Böylece evinizde bir Klimt’iniz yoksa da Klimt desenli bardağınızdaki desene bakarak sanatçının ruhunu kokusunu teneffüs edebilirsiniz..
Bir ülke için bundan güzel bir tanıtım olabilir mi? Sergiyi 2 ayda bir değiştirirdim..
Ayrıca küçük bir müzede hiç fena olmazdı hani..
Müzeden satış olmaz..Ama mesela resim heykel müzesinin koleksiyonundaki eski Türk ressamlarının eserleri orada sergilenebilir,katalogları da müzeden satılabilirdi.

Şu sıralar Nişantaşı’ndaki Işık Lisesinin galerisinde’’ Batılının doğu sevdası’’adıyla Avrupalı Oryantalist ressamların resimleri sergileniyor.Başta Erol Makzume ve François Vuccino tarafından düzenlenen sergide özel koleksiyonlardan alınmış eserler sergileniyor.Her biri eski İstanbul’un bir yüzünü gösteren tarihi bir belge niteliğinde.Bu sergiye ait kataloglarında satılması iyi olurdu hava alanlarında.

Müzenin modern sanat bölümü ise İstanbul Modern sanat müzesinin devamı niteliğinde olur,bir takım eserler de orada sergilenirdi.
İstanbul hava trafiği açısından çok özel bir transit noktasında yer alıyor...Rusya’dan,Afrika’dan,Uzak doğudan Avrupa’ya giden uçaklar hep İstanbul’dan geçiyor ve yolcular genellikle 5-6 saat havaalanında beklemek zorunda kalıyor. Çoğunun bu süre içinde şehri ziyaret etmek gibi bir şansları olmuyor.Yolcuların bu süreler içinde kültür başkentinin modern sanatını ve sanatçılarını tanımaları fena mı olurdu.? Kataloglara sanatçının iletişim numaraları konurdu ve isteyen onlar ile kontak kurabilirdi.
Dünyada her zaman herkesin kazandığı projeler başarılı olur.Öyle bir şey yapmalısınız ki,katılımcı kazanmalı,orada hoşça vakit geçiren turist mutlu olmalı ve en önemlisi bunların geri dönüşüyle tüm toplum ve Türkiye kazanmalı.
Var mı elinizde böyle bir proje 2010 ajansındaki her şeyi bilen arkadaşlarım.

Öyle şeyler yapın ki, ülkemizin yüzünü ağartsın ve gerçekten diğer ülkelerle aramızda fark yaratalım..

Bugüne kadar duyduğum hangimizin cebi ne kadar dolar projelerde ben ucubelikten başka bir şey göremedim çünkü.
Hadi açıklayın şunları da,bizde bilelim nereye gitti tüm o paralar ve ne yapıldı?
Ben bu ülkede yaşıyorum,vergi ödüyorum,bu şehrin insanıyım ve bir sanatçıyım.Bu soruyu sorma hakkını da kendimde görüyorum...Şeffaflık,istediğimiz sadece bu..
Herkese mutlu, sağlıklı, kültürlü)))),bol paralı,neşeli güzel sürprizlerle dolu bir 2010 yılı diliyorum.,
Bu yazı Selin Melek Aktan 'ın 29 aralık 2009 da Sozcumagazin.net de yayınlanan köşe yazısıdır.

Hiç yorum yok: