14 Ocak 2013 Pazartesi

FARK YARATMAK İÇİN




2013 yılı geliyor.Her gelen yeni yılla birlikte beklentilerimiz de yenileniyor.
Kuşkusuz hepimiz bu kaotik düzende  bazı şeylerin değişmesini, dünyanın daha iyi ve güzel bir yıl olmasını arzu ediyoruz. Dan Millman’ın ‘’Hayatınızın Amacı’’ isimli güzel bir kitabı vardır.Orada doğum tarihimize  göre hepimizin bu yaşamda bir misyonu olduğunu ve tüm hayatımızı bunu gerçekleştirmek amacıyla yaşadığımızı anlatılır.Sizinkinin ne olduğunu , yaşam yolculuğunuzda önünüze çıkabilecek engelleri ve bunu aşma yollarını internette ‘’Hayatımızın amacı’’ kelimelerini aratarak bulabilirsiniz.
Tüm bunları niye mi yazıyorum? Bazen hepimizin günlük koşuşturmalar ve etrafımızı çepeçevre saran felaket haberleri içinde bu dünyaya geliş amacımızı unuttuğumuzu düşünüyorum. Her gece uyumadan önce  gözlerimizi kapatıp ‘’bugün kimlerin hayatına dokundum,kimlerin yaşamında pozitif bir ivme yarattım’’ diye düşünsek ve   arada bir ‘’yaşadığımız dünyanın güzel bir yer olması  için ben ne yapıyorum? ‘’ sorusuyla kendi  iç hesaplaşmamızı yapabilsek ,belki de şimdi  farklı bir yerde yaşıyor olurduk.
Asla unutmamamız gereken bir şey var.Dünya bizim dışımızda bir yer değil,biz onun içindeyiz ve orası bizim oyun alanımız.Başkaları dediğimiz kişiler de bizim oyun arkadaşlarımız. Oyun parkımızı güzelleştirmek ise bizlerin elinde.
Önümde harika bir kitap duruyor.Boyut yayınları  dünyaca ünlü ressamların eserlerinden oluşan 20 kitaplık bir seri hazırlamış. Benim önümde duran ise 21. ve Koruncuk Vakfı çocuklarının yaptığı resimlerden oluşan bir eser. O da bu serinin  devamı olarak yayınlanmış.
Pırıl pırıl bir kapağı var ve adeta leziz bir bonbon şekeri  gibi insanı  sihirli bir dünyanın kapılarını açmaya davet ediyor.
Dünyanın bütün modern  sanat müzelerini gezdim,hayatım boyunca binlerce resim gördüm.Hep,beni sanatsal açıdan heyecanlandıran değişik bir şeylerin  peşinden koştum.Yeni bir şeyler bulmayı bırakın bir yana, Türkiye’de ki güzel sanatlar fakültelerinde  profesör  olup sanatta çığır açtım diyen pek çok baba sanatçının  yaptıkları eserlerin ,1915 ,1925 yıllarında yapılmış olan resimlerin birebir kopyası olduğunu görerek çoğu kez hayal kırıklığına uğradım.
Tüm yaşamım boyunca bir tek çocukların yaptığı resimler beni asla hayal  kırıklığına uğratmadı. Çünkü onlar,her türlü teknik kaygılardan ve satış endişelerinden  uzak, son derece samimiyetle ve saf bir enerji ile yapılmış resimlerdi.
1992 yılında kurulan ve şimdilerde çalışma sistemi ile bu alanda çalışan  pek çok Avrupalı sivil toplum kuruluşunun örnek aldığı Koruncuk(Türkiye Korunmaya Muhtaç Çocuklar )Vakfı’nı geçtiğimiz geçtiğimiz ilk bahar aylarında ziyaret etme fırsatı bulmuştum.


Vakıf ve çocuk köyü  yeni yönetim kurulu başkanları Erhan Ongun ‘un  gözetiminde yeniden bir yapılanma içindeydiler.Bir sitenin içinde villalardan oluşan çocuk köyünde,her bir evde 8-10  çocuk barınıyor ve koruyucu bir annenin gözetiminde  aynen normal bir evde yaşar gibi bir aile hayatı yaşıyorlardı.
Kan davası vs gibi nedenlerle çocukların sorun yaşamaması için evlerin içini  görüntülenmesine   veya çocuklarla fotoğraf çektirilmesine müsaade edilmiyordu.Ama ben okuldan dönen o küçücük çocukların mutluluğuna,gözlerindeki ışığa bizzat şahit oldum. Hele bir tanesi vardı ki,başındaki  harika  hasır şapka ile hemen dikkatimi çekti.
Hani sanırsınız benim çocukluğum,öyle süslü birşey.
‘’Ne kadar güzel bir şapkan var ‘’ diyecek oldum,büyük bir neşe ile ‘’Annemle pazardan aldık’’diye cevap  verdi.Hepsi hayata sıkı sıkı tutunmuş minikler ordusu görülmeye değerdi.
Görevli annelerden yalnızca birinin çocuğu orada büyüyor.Hani insanın aklına acaba o anne kendi çocuğuna ayrıcalık yapar mı veya diğer çocuklar biyolojik annesi orada olduğu için  o çocuğu kıskanır mı   diye bir soru geliyor. Sorularıma içtenlikle cevap verdiler. Öyle olmadığı gibi,küçük kız durumu öğrendikten sonra uzun bir süre  ‘’diğer kardeşlerimi  niye doğurmadın anne ‘’ diye üzülmüş.
Onlar bir şekilde çocuk esirgeme kurumlarından buraya yönlendirilmiş diğerlerine göre daha şanslı çocuklar.
Anne babaları olmayan  veya var ama işlevsiz olan bu çocuklar,çocuk köyündeki  evlerde ve  küçük çekirdek aile şeklinde yapılandırılan sistem içinde büyütülüyorlar. Küçükler  köyün içindeki yuvada eğitilirken,daha büyükler yakınlardaki okullara gidiyorlar.Daha sonra   abla abi olup kızlar ve erkekler olarak gençlik evlerine yerleştiriliyori isterlerse üniversite eğitimine devam ediyorlar.Buradan ancak evlenerek ayrılanlar bile var.


Önümdeki kitabın içindeki resimlerde çocuklar bu köydeki hayatlarını çizmiş, ve bu  resimleri çizerken neler düşündüklerini anlatmışlar.
Sayfaları çevirirken birden onların o küçücük,saf ,tertemiz  ışıl ışıl dünyalarına konuk oluyorsunuz ve sanki içinize bir güneş doğuyor.
Koruncuk Vakfı şimdilerde Ege bölgesinde yeni bir köy açma ve daha fazla çocuğu hayata kazandırma çabasında…Ben şahsen  okullarda anne babasının desteğini tam olarak arkasına almış doğuştan şanslı çocukların da bu projeye sahip çıkmalarını bekliyorum. Yeni dünya başka bir yer olacak.Orada sadece ben değil,biz fikri olmalı.Öğretmenlerin öğrencilerini örgütleyerek  hayata şanssız başlamış ve el uzatılması gerek çocuklar için bağış toplama projeleri başlatmaları ne güzel olur değil mi?
Sizde bu dünyayı güzelleştirmek için birilerinin hayatına dokunmak, fark yaratanlardan olmak istiyorsanız, kütüphanenize koyacağınız dünyanın en güzel ve en küçük ressamlarının kitabı  orada sizi bekliyor.Yılbaşında,bayramlarda,doğum günlerinde yakınlarımıza, ailemizin küçüklerine,büyüklerine  ne alacağım düşüncesi zaman zaman hepimizi sarar.
Hem değişik,hem  yararlı birşey olsun isteriz.Boyut yayınlarının sponsorluğunda yayınlanan ve  küçük büyük herkese  hediye edebileceğiniz güzellikteki hard cover ince  bir ansiklopedi görünümündeki kitap sadece 60 lira.
Ben kendi adıma bu kitabı ailemin yaşlı bireylerine de hediye etmeyi düşünüyorum.Onlara çocukların bu güzel saf enerjisinin çok iyi geleceğini düşünüyorum.
Bir de  20 liraya alıp dostlarınıza hediye edebileceğiniz içi çukulata dolu bir kahve magı var. Kitaptaki resimlerin post card haline getirilmiş şekli ile 10 adeti 20 lira.  Amerikan servisler ,mutfak önlükleri bile var.
Haydi Türkiyemizin güzel insanları,çocuklarımızı hayatın kederine kaptırmayalım.Onlara ışıklı bir yol açalım. Onlara açtığımız yol bizim de ışığımız olsun.Hep birlkte daha iyi ve daha güzel bir dünya yaratalım.
A) Koruncuk Vakfı: 3 dakikalık Tanıtım Videosu linki aşağıdadır.  
B) Koruncuk ONLİNE Bağış için: http://www.koruncuk.org/site/onlinebagis
(Selin Melek Aktan'ın bu  köşe yazısı yazısı  28 Aralık 2012 tarihinde Akdeniz Haberci'de ve Olay Haber'de  yayınlanmıştır.. )




Hiç yorum yok: