"ADI AYLİN"DEN "HAYAT VE HÜZÜN"E AYŞE KULİN - NiSHTiME.COM ::: NİŞANTAŞI'NIN KISA YOLU
Selin Melek AKTAN
"ADI AYLİN"DEN "HAYAT VE HÜZÜN"E AYŞE KULİN
15 Nisan 2014 Salı
Bazı yazarlar vardır. Kitapçı vitrinlerinde onların yeni bir kitabını gördüğünüzde içeriye girip o kitabın sayfalarını çevirmekten kendinizi alamazsınız
O yazarların kitapları sıkıntılı bir dünyada size sunulan sürprizli bir elma şekeri gibidirler.
Hayata biraz ara verip size sundukları sihirli dünyaya adım atmak için adeta sabırsızlanırsınız.
O yazarların kitapları sıkıntılı bir dünyada size sunulan sürprizli bir elma şekeri gibidirler.
Hayata biraz ara verip size sundukları sihirli dünyaya adım atmak için adeta sabırsızlanırsınız.
Benim de Türk Edebiyatı'nda beni böyle heyecanlandıran birkaç favori yazarım var ve Ayşe Kulin de onlardan biri.
Pek çok edebiyat sever gibi benim de Kulin kitapları ilk tanışmam onun "Adı Aylin" isimli romanıyla oldu.
"Füreya" isimli eseri Türk seramik sanatının ustalarından ve ilk kadın sanatçılarından Füreya’nın renkli yaşamını anlatırken, "Türkan Tek ve Tek Başına" sevgili Türkan Saylan’ın hayatını anlatıyordu.
"Köprü" Fırat üzerinde büyük çabalarla yapılmış bir köprünün ve biraz da rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun hikayesidir.
"Kardelenler" isimli araştırma kitabının ise hayatımdaki yeri bambaşkadır ve beni Doğu'nun kötü kaderlerini yenmeye çalışan güzel kızları ile tanıştırmış, sonrasında Çağdaş Yaşam Derneği'nin çalışmalarını ömür boyu destekleme kararı vermeme vesile olmuştur.
Ayşe Kulin'in 2 yıl önce yayınladığı "Hayat ve Hüzün" isimli kendi hayatını anlattığı otobiyografik romanı belki de beni hayal kırıklığına uğratan tek romanıdır diyebilirim.
İki kitap birbirinin devamı niteliğinde olduğu için onlara tek roman diyorum.
Bence insanın kendi hayatını yazması dünyanın en zor şeyi.
Hele de geçmişimizde hatırlaması bizi üzen hatıralar varsa.
Ayrıca inanıyorum ki hepimizin hayatında hem gün ışığına çıkartmak istediğimiz hem de ne kadar şeffaf olmak istersek isteyelim yine de kimseyle paylaşmak istemeyeceğimiz anılarımız vardır.
Sevgili Ayşe Kulin’in o kitapları yazarken ne kadar zorlanmış olabileceğini tahmin edebiliyorum.
Çünkü en zor şey insanın geçmişi ile hesaplaşmasıdır.
Tabi bir de kendi yaşam hikayenizi anlatırken yaşamınıza dokunmuş başka insanları da ister istemez sayfalarınıza taşımak zorunda kalıyorsunuz. İşin içine başkalarının hayatına saygı anlamında biraz sansür de girince, kimsenin kendi hayatını istediği gibi yazabileceğini sanmıyorum.
Ayşe Kulin’in o romanlarında beni rahatsız eden şey, yaşadığı olayları anlatırken, sanırım duygularını pek yüzeye çıkaramamış olmasıydı.
Bilmiyorum, belki de yazar, bir kadın, bir eş ve bir anne olarak 40 yıllık ayakta durma mücadelesini anlattığı bu kitaplarında duygularını tahmin etmeyi okuyucunun yorumuna bırakmış olabilir.
Bizi "Gizli Anların Yolcusu, Bora’nın Kitabı ve Dönüş" isimli üçlemesi ile eş cinsellerin dünyası ile tanıştıran Ayşe Kulin son romanı "Hayal"de hayallerini ve yazar olma sürecini anlatırken bir anlamda da romanlarının arka bahçesini bizlerle paylaşıyor.
Çok samimi, içten bir dille yazılmış, zaman zaman komik hatıralarla süslenmiş anı romanı keyifle okurken yayınevleri, film, yönetmenler ve yazarlar dünyası ile tanışacaksınız. Hayat ve Hüzün’ün aksine burada tüm duygularıda var.
İnsana hayatında ilham veren kişiler vardır. Türkan Saylan benim için böyle bir kadındı.
Ayşe Kulin de hem yazarlık serüveniyle hem de yaşam içerisindeki vazgeçmez ve vazgeçilmez duruşuyla sevgi ve saygı ile izlediğim başka özel bir kadın..
Pek çok edebiyat sever gibi benim de Kulin kitapları ilk tanışmam onun "Adı Aylin" isimli romanıyla oldu.
"Füreya" isimli eseri Türk seramik sanatının ustalarından ve ilk kadın sanatçılarından Füreya’nın renkli yaşamını anlatırken, "Türkan Tek ve Tek Başına" sevgili Türkan Saylan’ın hayatını anlatıyordu.
"Köprü" Fırat üzerinde büyük çabalarla yapılmış bir köprünün ve biraz da rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun hikayesidir.
"Kardelenler" isimli araştırma kitabının ise hayatımdaki yeri bambaşkadır ve beni Doğu'nun kötü kaderlerini yenmeye çalışan güzel kızları ile tanıştırmış, sonrasında Çağdaş Yaşam Derneği'nin çalışmalarını ömür boyu destekleme kararı vermeme vesile olmuştur.
Ayşe Kulin'in 2 yıl önce yayınladığı "Hayat ve Hüzün" isimli kendi hayatını anlattığı otobiyografik romanı belki de beni hayal kırıklığına uğratan tek romanıdır diyebilirim.
İki kitap birbirinin devamı niteliğinde olduğu için onlara tek roman diyorum.
Bence insanın kendi hayatını yazması dünyanın en zor şeyi.
Hele de geçmişimizde hatırlaması bizi üzen hatıralar varsa.
Ayrıca inanıyorum ki hepimizin hayatında hem gün ışığına çıkartmak istediğimiz hem de ne kadar şeffaf olmak istersek isteyelim yine de kimseyle paylaşmak istemeyeceğimiz anılarımız vardır.
Sevgili Ayşe Kulin’in o kitapları yazarken ne kadar zorlanmış olabileceğini tahmin edebiliyorum.
Çünkü en zor şey insanın geçmişi ile hesaplaşmasıdır.
Tabi bir de kendi yaşam hikayenizi anlatırken yaşamınıza dokunmuş başka insanları da ister istemez sayfalarınıza taşımak zorunda kalıyorsunuz. İşin içine başkalarının hayatına saygı anlamında biraz sansür de girince, kimsenin kendi hayatını istediği gibi yazabileceğini sanmıyorum.
Ayşe Kulin’in o romanlarında beni rahatsız eden şey, yaşadığı olayları anlatırken, sanırım duygularını pek yüzeye çıkaramamış olmasıydı.
Bilmiyorum, belki de yazar, bir kadın, bir eş ve bir anne olarak 40 yıllık ayakta durma mücadelesini anlattığı bu kitaplarında duygularını tahmin etmeyi okuyucunun yorumuna bırakmış olabilir.
Bizi "Gizli Anların Yolcusu, Bora’nın Kitabı ve Dönüş" isimli üçlemesi ile eş cinsellerin dünyası ile tanıştıran Ayşe Kulin son romanı "Hayal"de hayallerini ve yazar olma sürecini anlatırken bir anlamda da romanlarının arka bahçesini bizlerle paylaşıyor.
Çok samimi, içten bir dille yazılmış, zaman zaman komik hatıralarla süslenmiş anı romanı keyifle okurken yayınevleri, film, yönetmenler ve yazarlar dünyası ile tanışacaksınız. Hayat ve Hüzün’ün aksine burada tüm duygularıda var.
İnsana hayatında ilham veren kişiler vardır. Türkan Saylan benim için böyle bir kadındı.
Ayşe Kulin de hem yazarlık serüveniyle hem de yaşam içerisindeki vazgeçmez ve vazgeçilmez duruşuyla sevgi ve saygı ile izlediğim başka özel bir kadın..
O hayallerini gerçekleştirmiş, darısı herkesin başına diyelim☺)
Güzel günlerde kalın.
Güzel günlerde kalın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder