28 Mayıs 2014 Çarşamba

http://www.akdenizhaberci.com/makale/niye--/

 http://www.akdenizhaberci.com/makale/niye--/

logo
Selin Melek AKTAN

Selin Melek AKTAN

Niye ?

16 Mayıs 2014

Türkiye feci bir maden kazasının ardından yine yasa büründü, herkes gibi ben de üzüntüyle kızgınlığı bir arada yaşadım.
Maden kazası olmaz mı? Olur, ama gereken önlemlerin alındığı ülkelerde hem bizdekinden daha az olur, hem de bu kadar insan ölmez.

Sinirliyim. 
Çünkü devletin başı, bize diğer ülkelerdeki maden kazalarını örnek verirken 1800 lü,1905 li yıllardaki kazaları ve orada ölen insan sayılarını örnek veriyorsa ve şu an bizdeki ölüm oranı onlara yakınsa bu işte 100 yıllık bir yanlışlık var demektir diye düşünüyorum.

Siyaset yapma deniyor, iyi de bu ülkede ters giden, cana, mala mal olan hiç bir şeyin hesabını soramayacak mıyız biz?  Sen sorma ben sorma, kim soracak bunların hesabını? Devletin bize hesap verme yükümlülüğü yok mu?

Başbakan’’ literatürde iş kazası diye bir şey var, madenciliğin fıtratında ölüm var’’ derse, bizde ‘’başka ülkelerde madencilerin fıtratı yok mu? Onların canı can da bizimkilerin patlıcan mı?’’ diye sormayacak mıyız.?

Başbakanı eleştiririz, adı Erdoğan düşmanlığı olur.
Başbakanlar, hükümetler onların icraatları eleştirilemez mi? Onlar her türlü hatadan muaf mıdırlar? Niye?
15 gün önce bölgenin CHP Milletvekili bu konuya dikkat çekip soru önergesi verip, Soma ve diğer madenlerdeki can güvenliği için bir komisyon kurulması için çaba göstermişse, hükümet üyeleri bunu reddetmişse, üstelikte başbakan ‘’öyle eften püften önergeler veriyorlar ki’’ diyerek bunu geri çevirmişse, niye ‘’bu insanlar can değil mi? ‘’diye soru sormayacak mıyız?

Sorarsak, bu  provokasyon mu oluyor?
Aynı şey AKP hükümeti zamanında olmayıp CHP, MHP vs. başka bir partinin iktidar döneminde olsaydı eleştirmeyecek miydik, hesap sormayacak mıydık?  Futbol takımı tutar gibi fanatik bir parti tutucu olmadığımız için aklı selim sahibi normal bir vatandaş olarak tabi ki soracaktık...

Bir ülkede başbakanın danışmanı ve daha sonra da kendisi tepki gösteren acılı insanlara sille tokat girince, ‘’oh ellerine sağlık mı?’’ diyecektik.
Tepki göstermek için o tokatın, o yumruğun, tekmenin bizim suratımıza mı inmesi lazım?


Bu tahammülsüzlük niye?
Evet halkımız kırgın, kızgın, üzgün, sinirli ve tepkili...
Sıra sıra cenazeler kalkarken, ortalık savaş meydanı gibiyken tabi ki, aklımıza gelen sorular var..

Tabi ki bileniyoruz.
Ve tabi ki bu bilenmenin bir geçmişi de var.

Eğer bu ülkenin bakanları kollarında 700 bin liralık saatlerle hava atıyorsa, danışmanlara gümüş tepsiler
içinde milyon dolarlar rüşvet veriliyorsa, eğer birileri evinde milyarlarca Euro’yu nasıl sıfırlayacağını bilemiyorsa ve o kişiler  evine  bir yudum ekmek götürmek  için toprağın altında can veren insanların can güvenliğine gelince enten püften diyorsa, tabi ki biraz aklı ve vicdanı olan  her insan  buna isyan eder...

Madenin sahibi suçlu mu? Kazandığı paranın bir kısmını işçilerinin güvenliği için harcayamaz mıydı?

Bunun için yaptırımları kanunları koymak kimin görevi ?
Güvenlik yasalarını Avrupa standartlarına getirmesi  devletin görevi değil mi?

O madenleri teftiş etmek  hükümetin görevi değil mi?

Hükümetle maden sahibinin çıkar ilişkileri içinde kol kola girmeleri teftişlerin üstün körü yapılmasına sebep olabilir mi?

2 ay önce güvenlik önlemleri dünyaya örnek bir maden diye beyanat veren  bu Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı değil mi?

Niye maden kazalarında dünyada en çok kayıp veren ülkeyiz?

Ölen 300 kişiyle bitmiyor bu iş, 300 kişi demek 300 ocak, babasız kalan çocuklar, kocasız ve çaresiz kadınlar, evladını kaybeden analar babalar demek..

Niye bu insanların güvenliği için üzerinize düşeni yapmadınız, bunlar için çalışmayacaksanız,  maaşlarını bizlerin ödediği sizler  ne için o koltuklardasınız , o meclis sıralarını işgal ediyorsunuz,  diye devlete soru sorma hakkımız yok mu bizim?

Biz nereye gidiyoruz? 
Hani biz dünyanın en kuvvetli ülkelerindendik? Kuvvet kuvvetliyiz demekle olmuyor biliyorsunuz?
Dışı yaldızlı içi kof bir Orta Doğu ülkesi miyiz ?

Hükümeti eleştirmeyeceğiz,  eleştirirsek vatan hainiyiz, bölücüyüz biz öyle mi?
Biz bölünmek değil bütünleşmek, herkesin insan gibi yaşadığı bir ülkenin vatandaşı olmak istiyoruz.

O zaman kime soracağız biz bu meselelerin  hesabını? Muhatabımız kim? Adres gösterin bana ona sorayım..
 

Selin Melek Aktan'ın bu yazısı 16 Mayıs 2014 tarihinde Akdeniz Haberci haber sitesinde yayınlanmıştır. 

Hiç yorum yok: