12 Şubat 2014 Çarşamba

http://www.akdenizhaberci.com/makale/bu-hangi-y--/

logo
http://www.akdenizhaberci.com/makale/bu-hangi-y--/

Selin Melek AKTAN

Bu hangi Y ? 

Bu yazıyı yazmaya başladığım dakikalarda, Başbakan Erdoğan televizyonlardan güm güm bağırıyor ve cemaat için ''kafamı kızdırmayın, istersem sizi dünyaya terör örgütü olarak ilan ederim'' diyordu.

Ya insana demezler mi kardeşim sen o terör örgütü dediğin kimselerle yıllarca kol kola değil miydin? O zaman sen de mi terör örgütüsün diye?

Fethullah Gülen cemaatinin yıllardır devletin kilit noktalarına adam yetiştirmeye çalıştığı bir sır mıdır?

Hoca Efendi vizyonunun bu olduğunu hiç bir zaman saklamamıştır.Yol vermişsiniz ki, o kilit noktalara o adamlar yerleşmiş.

Siz değil miydiniz dershane kavgasının ilk günlerinde '' ne istediniz de vermedik'' diyen?

12 yıl iktidar olmuşsunuz? Menfaatleriniz çatışmadığı sürece gülbeşeker günler geçirmişsiniz.Şimdi rüşvet operasyonları başlayınca mı hakimler savcılar polisler çete oldu?O savcılar o hakimler bu ülkenin generallerini, genelkurmay başkanlarını, bilim adamlarını, üniversite hocalarını, gazetecilerini, televizyoncularını hapislere atarken adalet temiz adaletti de, şimdi mi kirli adaletsiz bir adalet oldu?


Ben ne Ergenokuncuyum, ne AKP liyim, ne de Fethullahçı.
Bu ülkenin asla farkında olmak istemediğiniz, varlığını kabul etmemekte direndiğiniz Atatürkçü, Cumhuriyetçi, vatanını milletini seven ve Müslümanlığı da gayet iyi bilen inançlı bir TC vatandaşıyım.
Bizleri hep zorladınız. İşimizi yapmak, yaptırmak, ticaret hayatımızı  doğru dürüst götürmek, en haklı olduğumuz konularda bile haklılığımızı ispatlamak, kendimizi var etmek için hep bir şeylere dahil edilmeye zorlandık.
Ya şuncu ya buncu olmamız istendi.
Dindarsan Atatürkçü olamazsın, Atatürkçüysen müslüman değilsin, vatanını seviyorsan MHP’li olmak zorundasın, hükümeti eleştiriyorsan ülkenin bölünmesini mi istiyorsun ikilemleri içine sokulduk.
Ama direndik.
Türkiye vatandaşı olmak, milletimize devletimize güvenmek istedik.
Bugüne kadar dinimi, ülkemi, vatanımı, haklarımı, sahiplenmek için hiçbir fraksiyona katılmaya gerek görmedim, bundan sonra da görmeyeceğim.
Çünkü dünyada asla hiçbir şey sadece ak ve kara değil..
Bir şeye körü körüne biat etmek insanı tarafsız gözlem yapmaktan uzaklaştırıyor.
Şimdi dönelim esas konumuza.. Rüşvet skandallarına.

Başbakandan rica ediyorum lütfen bundan sonra o televizyonlarda bangır bangır dinden imandan duadan falan bahsetmeyin.

Çünkü kanımca cidden Müslümanlığa ayıp oluyor.
Din bu ülkede halkın oylarını kapmak için kullandığınız bir zaaf noktası oldu ama bari ayıplarınızı örtmek için dua istemek gibi bir rezilliğe alet olmasın.
‘’Abdestimizden şüphemiz yok ki, namazımızdan şüphemiz olsun ‘’diyerek hala dine dayalı atasözleriyle haykırıp masum olduğunuzu savunuyorsunuz ya, e hadi o zaman ne duruyorsunuz, yol verin o adalete işini yapsın, korkunuz niye?

Siz değil miydiniz, daha birkaç ay önce ‘’bırakın benim savcım benim polisim benim yargıcım görevini yapsın’’ diyen?
Onlar çete ise, o zaman siz de o tarihlerde o çeteyi koruyan kollayandınız demek ki?
Ha eğer kim ve ne olduklarını şimdi anladım diyorsanız, ben de size bir vatandaş olarak  ‘’yani menfaatlerinize dokununcaya kadar mı? diye sorma hakkımı kullanırım.

Bu arada bu dünyadaki her şeyi kendinizin ilan etmek gibi bir alışkanlığınız olmuş olabilir ama öncelikle şunu hatırlatayım.
Bu ülkenin savcıları, hakimleri polisleri milletin hakimi savcısı ve polisidir. Hükümetler gider, iktidarlar değişir, vatandaşlar kalır.
Biz bu ülkenin vatandaşıyız, burada kalacağız.
Yolsuzluklarla çirkinliklerle yalan dolan işlerle bizleri bezdirerek, taraf yaparak, kızdırarak, sinirlendirerek ülkemizden soğutamayacaksınız.

Hiçbir savcı 1.5 sene sonunda elinde hakiki bir delil olmadan bir bakanın oğlunu tutuklamak için kapısına dayanmaz.
Bir de elimizi vicdanımıza koyalım.
Bir bakan oğluna rüşvet niye verilir ki? Tabi ki, babasının olmayacak bir işi halletmesi için.
Hukuk suçluluğu ispatlanana kadar tutuklananlar suçsuzdur mu diyor? Eyvallah.
O zaman bırakın hukuk mercilerini kendinize göre oynatmayı.
Türkiye Türkiye olalı böyle rezillik görmedi.
Kaldı ki dış mihrak, iç mihrak, komplo momplo diyerek rüşvet iddialarının üzerine gitmemek, yargıyı polisi hallaç pamuğu gibi atmaya çalışmak sadece sizin tabirinizle abdestinizden şüphe duyduğunuzu gösterir.

(Bu arada okuyucularımdan sadece başbakanın sözlerini tekrar mahiyetinde kullandığım bu tabirler için özür dilerim. Çünkü, dinle ilgili şeylerin bu kadar büyük rezillikler için kullanılması şahsen her duyduğumda  içimi ürpertiyor, canımı acıtıyor.’’ Her şeyi kirlettiniz bari duayı namazı abdesti falan rahat bırakın, onu da kirletmeyin sözlerinizle‘’ diye isyan etmek geliyor içimden.)

AKP hükümetinin seçim propagandası 3 Y üzerine kuruluydu. Yolsuzluk Yoksulluk ve Yasakların üzerine gitmekti bu 3 Y.. Ama bize bütün bunları sonunda kocaman bir Y harfi altında toplayacaklarını söylememişlerdi.
YALAN YALAN YALAN..

Selin Melek Aktan'ın bu yazısı 29 Aralık 2013 de Akdeniz Haberci'de yayınlanmıştır...

Hiç yorum yok: