Başbakan Tayyip Erdoğan’ı ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü protokol gezilerinde ve davetlerde yanlarında eşleri ile gördüğüm zaman aklıma hemen Atatürk ve ilk first ladyimiz Latife Hanım geliyor.
Acaba Emine Erdoğan ve Hayrunnisa Gül
eşlerinin yanında gururla yer almalarını kime borçlu olduklarını hiç
düşünüyorlar mı?
Cumhuriyet Türkiye’sine doğmuşsanız,içinde
bulunduğunuz konumu son derece doğal kabul edebilirsiniz.Oysa biz
kadınların,türk kadınının toplum içinde eşinin yanında yer alması için büyük
bir mücadele veren ilk cumhurbaşkanı eşini, Latife hanımı hiç unutmamamız
gerektiğini düşünüyorum.
Erkeklerin egemen olduğu bir toplumda kadının
yeri neresidir ve gücü nereye kadardır?
Devrimleri yapan Atatürk’tür. Ama eşi Latife
Hanım da medeni kanun ve kadın hakları konusunda
onun en büyük danışmanı,
destekçisi olmuş,hatta yeterli görmediği konularda itirazlarda bulunarak bu maddelerin son halini almasını sağlamıştır.
O Latife Hanım ki,evlilikleri sona
erdikten sonra köşesine çekilmeye mecbur
edilmiş,türk halkına varlığı unutturulmaya çalışılmış , adeta yok
sayılmış,sonunda hepimizin aklına Latife denince Atatürk’ün köşkte geç saatlere
kadar devam eden akşam yemeklerinde
ayaklarını yere vurarak ter ter tepinen şımarık bir kadın imajı
yerleştirilmiştir.
Gelin onu biraz daha yakından tanıyalım;
Gazeteci İpek Çalışlar’ın bu haksızlığa bir
son vermek için yazdığı Latife isimli kitapta , uzun yıllar süren araştırmalara
ve kaynaklara dayanarak verdiği bilgilere göre Latife hanım aslında ilk amazon kadınlarımızdan biridir.Bunları
biliyor muydunuz?
-Evlendiklerinde Gazi Mustafa 41
,Latife Hanım ise sadece 24
yaşındaydı ve kendisi o tarihlerde İngilizce,Almanca İtalyanca , Fransızca ve Rumcayı
ana dili gibi konuşuyordu.Türkçeye son derece hakimdi ve Halit Ziya Uşaklıgil
tarafından edebi yazım dili
konusunda yetiştirilmişti.
Dünya edebiyatını çok iyi bilirdi.Müzik konusunda
çok bilgili olup mükemmel piyano çalardı.
-Latife hanım harika at biniyor ve silah
kullanıyordu.Öyle ki Atatürk düğün
hediyesi olarak ona tüm
savaşlarında yanında olan Sakarya isimli kendi atını ve tabancasını hediye etmişti.
Sık sık Çankaya sırtlarında beraber at gezilerine çıktıkları anlatılır..
-Evlendiklerinde hem dünya hem de Türkiye siyasetinde
konulara hakimdi ,hatta Newyork Times Atamızın 1924 yılında geçirdiği
bir kalp krizi sırasında,ona birşey olduğu takdirde eşinin rahatlıkla onun
yerine geçip ülkeyi yönetebileceğini yazmıştı.
(Bugüne kadar kültür ve eğitim adına onun
biraz yakınına bile yaklaşan bir cumhurbaşkanı veya başbakan eşi oldu mu merak
ediyorum)
-Latife Hanım Gazi Mustafa Kemal ile ilk
tanıştıkları yer olan İzmirdeki köşkleri
Atatürk ve silah arkadaşlarıtarafından kullanılırken,orayı adeta bir karargah komutanı gibi idare etmiş ve
sonunda Mustafa Kemal paşa onu yaveri tayin
etmişti.
-Kendisi gerek uluslar arası diplomatik
görüşmelerde, gerekse dünya basını ile olan randevularda bazı dillerde Atatürk’ün çevirmenliğini
ve sekreterliğini yapıyordu.
-Atatürk’ün önerisi ile İzmirdeki
köşklerinde olağan giysileri
içinde ve hiçbir şatafata yer vermeyecek sürpriz bir nikahla evlenmişlerdi.
Latife
Hanım'ın babası Muammer bey'in İzmir’in kurtuluşu şerefine verdiği yemekteAtatürk,mutfakta
davetin hazırlıkları ile ilgilenen Latife Hanımın yanına giderek ‘’ister misin bu yemek düğün
yemeğimiz olsun ?''demiş ve orada hazır bulunan müftünün kıydığı bir nikahla karı
koca olmuşlardı.
Atatürk
bu nikahla batılı usüllerde evlenme
konusunda türk halkına örnek olmak istiyordu.(Bu nikaha kadar gelin
masada
şahitler tarafından temsil edilir ve nikah gıyabında kıyılırdı.)Ayrıca
ülke fakirlik içinde kıvranırken şatafatlı bir nikahı uygun
görmemişlerdi.
-Latife Hanım müstakbel eşi ile nikah masasına
oturan ilk türk geliniydi. Nikah yüzüklerini daha sonra İnönü ,Lozan antlaşması
için gittiği İsviçre’den getirecekti.
Latife Hanım nikahının olduğu gece tüm
misafirler gittikten sonra, eşinin
arzusu ile geriye kalan Fevzi Çakmak ve Kazım Karabekir paşalar için tekrar
bir sofra kurmuştu.
Aatatürk,itiraz eden paşalara gülerek’’Askerin
karısı icab ederse düğün gecesini mutfakta geçirir’’demişti.
-Kendisi sadece İzmir’in değil,tüm Türkiye’nin
en zengin ailesinin kızıydı.
Öyleki Atatürk’e babasının verdiği 1 -milyon liralık
bir çeyizle gelmişti.Ki o zamanlar
1 milyon TL 660 bin dolar ediyormuş.(
Halen Çankaya’da yer alan pek çok antika parça
onun deve kervanları ile İzmir’den Ankara’ya taşınan çeyizi ile getirdiği
eşyalardandır ve ne yazık ki evliliği ani olarak bittiği için şahsi
eşyalarının hiçbirisini yanına
alma fırsatı bulamamıştır.
Latife Hanım’ın ailesi Uşaklıgilerde kimse
başını örtmezken,Latife Hanım gericilerin antipropagandalarından çekindiği için
Atatürkle evlendikten sonra başını örtmüş ama bunu Rus başı dedikleri yüzünü
açıkta bırakan,arkadan bağlanan ve
uçları aşağı sallanan bir eşarp ile yapmıştı.
-Ayağında binici pantolonu ve binici
çizmeleri,başında örtüsü ile yaptıkları ve balaylarına denk gelen Anadolu
gezisinin ardından Adana müftüsü kıyafetinin islami kurallara uygun olduğuna
dair fetva vermişti.
-
Latife hanım eşi ile katıldığı tüm
gezilerin notlarını tutar,Çankaya’da Atatürk’ün randevularını düzenler,görüşmeler sırasında not alırdı.
-
Meclise ayak basan ilk Türk
kadınıydı ve cumhuriyetin ilanını salonun balkondaki localarından izlemişti.
-
Çankaya’ya ilk protokol düzenini getiren kişi Latife Hanımdır.
-
Çocuk Esirgeme Kurumu başkanlığını
yapmış,bu kurumun yerleşmesi içinçok çalışmıştır.
-
Latife Hanım’ın en büyük çabası Türk
kadınının seçme ve seçilme hakkı için göstermiş olduğu çabadır.Dünya onu kadın
feminist hareketinin öncüsü ve büyük bir kadın hakları savunucusu olarak
görmektedir.
-
Bugün kü medeni kanunla erkeklerin
evliliğinin tek eşli olarak sürdürmelerini yine Latife Hanım’ın bu konuda
verdiği mücadeleye borçluyuz.
-
-
Çankayada tertiplediği 5 çayları ile
halkı ve hükümet mensuplarını bir araya getiren ilk kişi Latife Hanımdır.
-
Atatürk’e yapılması planlanan bir suikasti önlemek için,suikastçileri
oyalamak ve paşanın hala köşkte
olduğu izlenimini vermek amacıyla,ayağında boyunu uzun gösterecek topuklu çizmeler ve başında kalpakla
sabaha kadar pencerenin önünde gidip geldiğini ve sonunda yaralandığını biliyor
muydunuz?
-
-
Her ne kadar Atatürk eşine ve
fikirlerine büyük değer verse de,Latife Hanım zaman içerisinde Çankaya’daki
erkek egemenliği içinde barınmakta zorluk çekmiştir.
Yıllarca Mustafa Kemal ile omuz omuza siperlerde çarpışan ve askerlikten gelme bir alışkanlıkla hep erkek erkeğe olmaya alışkın olan Atatürk’ün yakın silah arkadaşları, bir hanım tarafından konulmaya çalışılan bazı kurallara isyan etmiş ve bu da zamanla Latife Hanımla aralarında gerginlik yaratmıştır.
Yıllarca Mustafa Kemal ile omuz omuza siperlerde çarpışan ve askerlikten gelme bir alışkanlıkla hep erkek erkeğe olmaya alışkın olan Atatürk’ün yakın silah arkadaşları, bir hanım tarafından konulmaya çalışılan bazı kurallara isyan etmiş ve bu da zamanla Latife Hanımla aralarında gerginlik yaratmıştır.
Atatürk’ün yaverinin sabahları
haberleri iletmek için müşterek yatak odalarına girmesini mehremiyetlerine saygısızlık kabul eden
Latife Hanım, yaverden 'siz yokken biz vardık''cevabını almıştır.
- Sırf Atamızın sağlığını
korumak amacı ile uzun akşam yemeklerinin hiç olmazsa gece yarısı bitmesi ve az
içki içilmesi konusunda yaptığı ısrarlar,etrafındakilerin ekmeğine yağ sürmüş
ve zamanla buna benzer konularda çıkan anlaşmazlıklar yüzünden
Atatürk ile Latife hanım medeni kanunla evlendikleri evliliklerini eski usul bir ''boş ol ''ile sonlandırmışlardır.
Atatürk ile Latife hanım medeni kanunla evlendikleri evliliklerini eski usul bir ''boş ol ''ile sonlandırmışlardır.
-
Ne yazık ki daha sonraki yıllarda
Latife hanım bizlere kasıtlı olarak unutturulmaya çalışılmıştır.
-
Oysaki o ölünceye kadar susmuş ve
hem evliliği hem de Atatürkle olan yaşamı
konusunda konuşması için yapılan tüm teklifleri red etmiş gerçek bir
türk hanımefendisidir.
-
En acısı da boşandıktan sonra
yıllarca yurt dışına çıkmak için kendisine pasaport verilmemesi ve sonunda
İsviçre’de tedavi olması gereken bir hastalığa yakalanınca başka bir isimle
pasaport almasına müsade edilmesidir.
-
AKP nin Atatürk ile ilgili tavrı
malumdur.
-
Peki ya hanımları? Eğer başbakan,cumhurbaşkanı
veya milletvekili eşleri olarak kocalarının yanlarında yürüyebiliyor,devlet
imkanları ile ülke ülke geziyorlarsa bunu Atatürk’e ve o ilk eş Latife Hanıma borçlu olduklarını
unutmamalarını diliyorum.
-
O Latife Hanım ki,dünyanın en şık
ve en sade ama bugün için bile üst düzey
eğitimli ve bilgili kadınıydı.
Kimbilir, belki de bu yüzden adı Çankaya'da oturduğu sürede de ,sonrasında da abartı ile yan yana hiç geçmemişti.
Kimbilir, belki de bu yüzden adı Çankaya'da oturduğu sürede de ,sonrasında da abartı ile yan yana hiç geçmemişti.
(Selin Melek Aktan'ın bu yazısı 8-Ekim 2012 tarihinde Ulusal Ses 'te yayınlanmıştır.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder