Selin Melek AKTAN | 23 Ekim 2012 |
Dizi izlemekten hiç zevk almıyorum
,niye biliyor musunuz? Dram görmekten,küfür dinlemekten, herkesin her vesile
ile birbirini dövdüğü, silah çektiği görüntülerden nefret
ettiğim için.
Şimdi bazı
bilirkişiler bana,beğenmiyorsanız düğmeyi çevirisiniz olur biter diyecek.İyi
zaten ben de düğmeyi çeviriyorum olup bitiyor da ,ya başkaları ne olacak.
Çocukluğundan
itibaren televizyona esir olmuş,başka hiçbir eğlencesi olmayan insanlar ,daha
da önemlisi TV ile beyni yıkanan bir gençlik var ortada.
Ondan sonra da
‘’niye şiddet toplumu olduk,’’diye soruyoruz kendimize .
Görünen o
ki konuşarak anlaşmayı beceremiyoruz.
Siz gün 24 saat
küfürün,dayağın,kavganın kol gezdiği dizilerle doldurursanız ekranı,o ekranı
izleyen çoluk çocuk demek ki normali buymuş demez mi?
Eski türk
filmlerine bakın?Hiç küfür var mıydı onlarda? İzlenmiyorlar mıydı,sevilmiyorlar
mıydı?
Zavallı Erol
Taş,yıllarca kötü adam rolü oynadı, kötü adam diye bilindi
ama ben hiç bir filmde onun küfür ettiğini duymadım.
Şimdi ise
tüm kötü adamlar birer kahraman.
Eskiden koca türk
sinemasında bir tek sapık vardı,tecavüzcü Coşkun.
Bir tane de
kızları kötü emellerine alet eden bir adam Nuri Alço..
Görünen o
ki,şimdi dizilerde herkes tecavüzcü Coşkun herkes Nuri Alço ve bunlar neredeyse
artık normal tiplerden sayılıyor.
Kaynana Semra’yı
kim unutabilir?
Gerçi bazı
kişiler kötü örnek olarak onu psikolojik bir vaka olarak izlemiş
olabilir..Semra hanım sonunda esip gürledikçe ezilmişlerin güç sembolü haline
geldi ve kimbilir kaç genç kavga ettikçe,sesini yükselttikçe haklılığını kabul
ettireceğini düşünmeye başladı.
Ciddi bir
televizyon kanalının sadece reyting oranlarına bakarak toplumu bu şekilde
etkileyecek bir olaya vesile olması ne çirkin değil mi?
Kaldı ki iyi bir
sanatçı olabilir ama bence türk sinemasında küfür ve argoyu ilk başlatan Kemal
Sunal filmleridir.Bu yüzden o filmleri hiç sevmem.Gerçi eskiden o
filmlerde beni rahatsız eden sözler şimdilerde çok masum kaldı ya..
Kurtlar vadisine
herkesin bayıldığını biliyorum.Ben bayılmıyorum.İçinde silah ve şiddet olan
hiçbir diziye bayılmıyorum.
Geçen gün
tesadüfen Kuzey Güney’e bakayım dedim,içim karardı kapattım.O ne
bitirim haller,her fırsatta yumruğunu sıkıp havaya fırlamalar, karısını
dövmeye kalkan ve evden kovan aile babaları,para için her türlü rezilliğe evet
diyen anneler…Bunlar toplumun aynası mı,yoksa biz bunları en büyük kanallarda
göstere göstere marjinal olmaktan çıkarıp normal olaylar arasına mı
soktuk?
Her türlü terbiye
önce ailede başlar.Sonra okulda devam eder.Ama şimdi TV denen bir faktör varken
çocuğu nasıl terbiye edeceksiniz ?
Amerikalıların
dejenerasyonundan bahseder dururuz.İnanın Amerikan filimlerine ve dizilerine
bakıyorum,bu kadar küfürlü deformasyon göremiyorum.
Benim babam
ticaretle uğraşan bir adamdı.Hiç mi küfür bilmezdi? Eminim bir erkek olarak
küfür biliyordur.Ama biz onun ağzından şu veya bu sebeple çıkmış hiçbir küfür
veya argo söz duymadık.Demek ki aile ortamına bunları sokmayacak kadar edep
adap sahibiymiş.
Hiç
unutmuyorum.Üniversite birinci sınıftayım. Birgün yorgun argın eve
geldim.Herhalde o yaşta ben de bir yerlerden duyup özenmiş olmalıyım ki,’’üff
çok yoruldum haşat oldum’’ diye bir cümle kullandım.Ağabeyim dehşet dolu
gözlerle bana baktı ve ‘’bu ne biçim konuşma,nereden öğrendin bu kelimeyi,Hayat
kadınları gibi, hiç yakıştımı senin ağzına ‘’haşat oldum’’ demek.Biz seni bunun
için mi üniversiteye yolluyoruz?’’ dedi ve bu benim için son oldu.Ne kadar
mahçup olduğumu anlatamam.
Tweeter da
yazılan ve normal sayılan konuşma dilinden argodan küfürden inanın midem
bulanıyor.
Ne yazık ki
bunların içinde genç kızlar da var.Nasıl anne olup nasıl çocuk yetiştirecek bu
genç kızlar ve onların doğurduğu ,büyüttüğü çocuklardan ne hayır gelecek bu
topluma merak ediyorum.
Temiz toplum
istiyorsak lütfen kirliliğe hizmet etmeyelim ve herşeye,tüm
tahriklere,tüm çirkinliklere rağmen inadına temiz kalalım .Her zaman ve her
ortamda….
Herkesi
ruhumuzu,dilimizi ,bedenimizi temiz tutma adabına davet ediyorum. Çirkin kelimelerle,
silahla,küfürle, şiddetle güzellik üretilmez.Kötülüğün kol gezdiği sisteme
uymak yerine, kendi örnek duruşu ile onu değiştirenlerden olmak istemez
misiniz?
(Selin Melek Aktan'ın bu
yazısı 23 Ekim 2012 tarihinde Akdeniz Haberci ‘de yayınlanmıştır.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder